Özellikle son günlerde gözlemlediğim kadarıyla kolajen takviyeleri merak ediliyor. Bazıları yaşlanma karşıtı olduğu için kullanırken bazıları eklemlerinde ağrı olduğu için kullanıyor. İçeriğine bakıldığından farklı kolajen tipleri karşımıza çıkıyor. Aklımıza gelen ilk soru da: “Peki nedir bu kolajen?” Bu yazımızda kolajenin ne olduğuna, kolajen tiplerine ve ne işe yaradığına yapılan çalışmalarla değineceğiz.
NEDİR BU KOLAJEN?
Kolajen, vücudumuzda kıkırdak, diş, kemik, kan damarları gibi çeşitli bağ dokularında bulunan bir protein çeşididir. Bulunduğu dokulara esneklik ve güç sağlar. Ayrıca hücre yenilenmesine de yardımcı olur. Cildimizin yaklaşık %75’ini, protein miktarının ise yaklaşık %34’ünü oluşturur ve birçok kolajen tipleri bulunur. Vücudumuzda üretilen kolajen yaşlandıkça azalmaya başlar. Ayrıca yanlış güneşlenme, fazla şeker tüketimi, vitamin ve mineral yetersizlikleri de kolajen üretimini olumsuz etkiler.
KOLAJEN TİPLERİ
Şuana kadar belirlenen kolajen tipleri farklılık göstermekle beraber yaklaşık 29 çeşit bulunmaktadır. En çok kullanılan ve bizimde inceleyeceğimiz 5 tip kolajene gelin göz atalım.
Tip I Kolajen:
Cilt esnekliğini, gerginliğini sağlar. Güneş ışığı ve yaşlanma ile üretimi azalarak vücudun esnekliği azalır. Yapılan bir çalışmada
40-60 yaş arasındaki bireylere bazılarına 12 hafta boyunca günde bir kez 1000 mg Düşük Moleküler Ağırlıklı Kollajen Peptid’in (LMWCP) oral olarak verilirken bazılarına plasebo verilmiştir. İlk 6 hafta aralarında belirgin bir fark görülmemiştir. Daha sonra 6. Hafta sonunda cilt hidrasyonunda önemli iyileşme gözlemlenmiştir. 12. Haftanın sonunda ise cilt hidrasyonu ve cildin esnekliği önemli derece artmıştır. Buradan anladığımız düzenli kullanımın önemli olduğudur.
Spesifik kolajen peptitlerinin kullanılması tip I kolajen gen ekspresyonunu arttırabildiği için ihtiyaca göre kullanılabilir.
Tip II Kolajen
Eklem sağlığında etkilidir. Bu tip kolajen kemiğin kırılmadan plastik gerilmesine yardımcı olur. Fazla miktarda glikoz/ şeker tüketimi kolajen salınımını olumsuz etkileyerek kemik kırılmasına sebep olabilir. Doğal olmayan kolajen tip II (UC-II) içeren besin maddesi ile bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada plasebo, glukozamin hidroklorür artı kondroitin sülfat (GC) ve UC-II olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Bu kişiler 180 gün boyunca gözlemlenmiştir. Sonuç olarak UC-II, diğerlerine göre diz fonksiyonlarını iyileştirdiği ve iyi tolere ettiği bulunmuştur.
Tip III Kolajen
Deride tip I kolajen ile bulunarak deriye esneklik ve güç sağlar. Tip III kolajen bağ dokuları, kas dokuları ve derinin önemli bir bileşenidir. Radyoterapi gibi durumlardan olumsuz etkilenir.
Tip IV Kolajen
Hücreleri bazal zarlarında mikrofibriler ağ oluşturur. Kasta, sarkolemmanın önemli bir parçasıdır ve kuvvet iletiminde rol alır. Tip IV kolajen, doku stabilizasyonunda da rolü vardır.
Tip V Kolajen
Doku kalitesini belirlerve Tip I kolajen fibrillerinin oluşumu için önemlidir.
Selülit Tedavisinde Kolajen Kullanımı
Vücut Kütle İndeksine (BKI) Bağlı Selülit Üzerine Etkisi: Selülit özellikle 25 yaşın üzerindeki bireylerde sıklıkla görülmeye başlar. Oluşma sebebi genetik yatkınlık, cinsiyet, hareketsiz bir yaşam gibi sebeplere bağlıdır. Çalışmada 105 kadın katılmıştır ve 53 kişi spesifik biyoaktif kolajen peptitlerin (BCP) grubunda 52 kişi ise plasebo grubundadır. Katılımcıların BKI değerleri >25 kg/m2’dir. Sonuç olarak BCP kullanan kadınların cilt görünümünde net bir iyileşme görülmüştür. Not olarak BCP’de kullanılan tip I kolajen domuzdan üretildiği için dini hassasiyeti olanların içindekiler kısmını dikkatli okumaları gerekmektedir.
Kasık Fıtığı Hastalarında Çoklu Besin Takviye Kullanımı
Kasık fıtığından ameliyat olan kişilerde cerrahi stres artar. Cerrahi stresin artması tip V kolajen ve tip I kolajen üretimini olumsuz etkiler. Çoklu besin takviyesinde kolajen üretimini arttıran çinko, C vitamini, glutamin gibi takviyeleri içerir. Ameliyat sonrası çoklu besin takviyesi verildiğin hastalarda tip I kolajen sentezini arttırdığı ve tip V kolajen sentezini koruduğu gözlenmiştir.
İçinde Kolajen Bulunan veya Üretimini Destekleyen Besinler
- Arjinin ve glutamin amino asitleri kolajeni oluşturan prolini sağladıkları için önemlidir. Arjinin; bezelye, dana eti, mercimek, levrek gibi besinlerde vardır. Glutamin; yumurta, et, süt ürünleri gibi besinlerde vardır.
- C vitamini alımı kolajen sentezini arttırmaya yardımcı olur. Maydanoz, roka, brokoli, kivi, çilek, limon gibi besinlerde vardır.
- Dana, koyun gibi memeli hayvanlarının; tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının ve balıklarının kemiklerinin suyunu tüketmeniz doğal kolajen alınmasını sağlar.
Kolajen Takviyesi Helal Mi?
Dini inançlarını yaşan kişilerin aklına ilk gelen kolajenin kaynağını sorgulamaktır. Çünkü kolajen sığır, domuz, balık gibi hayvanlardan elde ediliyor. Özellikle hidrolize kolajen takviyelerinde içerik bakımına dikkat edilmesi önemlidir. Örneğin “Helal sertifika” almış takviye ürünler araştırılabilirsiniz.
Sonuç olarak;
Kolajen vücudumuzda üretilen, vücudumuzun %75’ini oluşturan bir proteindir. Birçok tipi olmakla beraber 5 tip kolajen ön plandadır. Hastalık, yaş, cinsiyet gibi durumlara göre farklı tip kolajen destekleri kullanabilirsiniz. Burada önemli olan hangi tip kolajenin nerede kullanılacağı ve süresidir. Örneğin yaşlanmayla birlikte kolajen sentezi azaldığı için takviye olarak kullanılması cilt esnekliği ve gücünü arttırır. Burada önemli olan bilinçsiz bir şekilde kullanımından kaçınmanız gerekir. Ayrıca dini hassasiyetiniz var ise kolajenin elde edilen maddesine bakmanız gerekir. Eğer takviye almayı düşünüyorsanız doktorunuza/ diyetisyeninize danışmayı unutmayınız.
Diyetisyen Meryem Hafızoğlu