“DİYET ÜRÜNLERİ” KULLANIYORUM!

Hayatınızda önemli bir karar aldınız: “Diyet sürecine başlayacaksınız!” İlk olarak ne yaparsınız? Özellikle kilo vermek için başlayacaksanız ve abur cuburu çok fazla tercih eden birisiyseniz hemen alternatifleri düşünmeye başlarsınız. Raflarda gezerken gözünüze çarpan diyet ürünlerinden şekersiz bisküviler, light sütler, light krakerler sizi heyecanlandırdı. Etiket bilgilerine bakmadan sepetinizi bu ürünlerle doldurdunuz. Ama dikkat etmediğiniz bir şey vardı: “Etiket Bilgisi”. Gelin diyet ürünlerini ve etiket bilgisini birlikte inceleyelim.

Diyet Ürünleri

DİYET ÜRÜNLERİ

Düşük kalorili yiyecek ve içecekler “diyet ürünleri” olarak adlandırılır. Raflarda gördüğümüz diyet ürünleri Türk Gıda Kodeksi’ne uygun şekilde hazırlanır. Buna göre kalorisi; yağ, karbonhidrat ve şeker oranları % 25 azaltılır. Siz de kalori alımınızı azaltmak için diyet ürünleri olan gıdalara yönelirsiniz. Dikkatimizden kaçansa hem ürünlerin içeriği hem de bireylerin alması gereken enerji miktarıdır. Bireylerin günlük enerji alımı; kiloya, yaşa, yapılan işe, hastalığa göre değişir. Bu da bize kime ve neye göre enerji alımını azalttığımız sorusunu aklımıza getirir?

Dikkatimizden kaçanlardan birisi de kilo vermek isteyip bazen hastalığa özel üretilmiş olan gıdaları diyet ürünleri olarak tüketmemizden kaynaklanıyor. Örneğin glutensiz gıdalar, çölyak hastası olan biri için uygunken laktozsuz süt, laktoz intoleransı olan birisi için daha uygundur.

Peki, neden hastalığa özgü olan gıdaları diyet ürünü olarak tüketmemek gerekir?

Bir hastalığa özgüyse bizim içinde yaralı değil midir? Örneğin çölyak hastalığımız olmadığı halde rafta “glutensiz un” gördük. Biz de hemen “sağlıklı ürün” algısı oluştu ve aldık. Ne olur? Bağırsak mikrobiyatımızı ve bağışıklık sistemimizi etkiliyor. Glutene karşı bir hassasiyet geliştirebiliriz. Daha sonra glutenli bir ürün tükettiğimizde de bizi rahatsız edebiliyor. Bu yüzden tüketilen gıdalara dikkat etmemiz önemlidir. Bilinçsiz bir şekilde yaptığımız tercih belki de bizi daha önce tüketebildiğimiz bir ürünü daha sonra tüketemememize neden olabiliyor. Ayrıca bu gıdalar fiyat olarak da daha pahalıdır. Bu da bir müddet sonra bizi maddi olarak zorlayacaktır. 

Tekrar diyet ürünlerine dönüyoruz; düşük kalorili diye aldığınız light bisküvi aldığımız zamanı hayal ediyoruz. Etiketi incelediğimizde “şekersiz” olduğunu gördük. Biraz daha incelediğimizde tatlandırıcı içerdiğini gördük.

Peki, diyet ürünleri içinde bulunan bu tatlandırıcılar nedir?

Şekeri azaltılmış veya şeker içermeyen gıdalara tat vermesi için gıdalarda kullanılan gıda maddelerine deniliyor. En çok gördüğümüz enerji içermeyen tatlandırıcılar; sakarin, aspartam, asesülfam K, sukraloz, steviadır.

Sakarin: kalori içermeyen ilk yapay tatlandırıcıdır. Tatlandırıcı kuvveti çok yüksek olmakla birlikte tadı geç algılanır. Raf ömrü yaklaşık 6 aydır.

Aspartam: Çay şekerinden daha tatlıdır. Vücutta fenilalanine dönüştüğü için fenilketonüri hastalarının tüketmemesi gerekir.

Asesülfam K: Tat olarak sükroz benzeridir. Tadı hızlı anlaşılıyor ve geçici değildir. Fazla tüketildiğinde acı, metalik tat algılanır.

Stevia: Şeker içermeyen doğal bir tatlandırıcıdır. Kan şekerini düzenleyebileceği düşünülmektedir. Normal şekerden 250-300 kat daha tatlı algılanır. Bu yüzden küçük miktarda kullanımı bile çok tatlı olacaktır. Çalışmaları çok olmadığı için gıda katkı maddesi olarak kullanılması güvenilir değildir. Fakat gıda bileşeni olarak kullanılabilmektedir. Tatlandırıcılar; diş çürüğü yapmaz, kalori içermez, bağırsaktan emilmezlerdir. Fakat bağırsaktaki bakterilerin görevlerini değiştirebilir hatta zarar verebilir. O yüzden kullanımında dikkatli olunmalı uzun süreli kullanımından uzak durulması gerekmektedir.

Sonuç olarak; kilo vermeye, sağlıklı beslenmeye başlayacağımız zaman dikkat etmemiz gereken durumlar vardır. Bunlar;

  • Etiket bilgimizin olmasıyla doğru tercihler yapmaktır.
  • Enerji içermeyen besinlerin tüketirken porsiyonlarımıza uygun olarak tüketilmesine özen gösterilmelidir..
  • Hastalığa özgü olan besinler hakkında bilgimizin olmasıdır. Bu bilgiye göre tüketilip tüketilemeyeceği değerlendirilmelidir.
  • Tatlandırıcılar hakkında bilgimizin olmasıdır. Fazla tüketimimizin mikrobiyata zarar verebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
  • En önemlisi kendimize uygun sağlıklı bir beslenme programına uyulmasıdır. Bunun illaki bir liste aracılığı ile olması gerekmez. Diyetisyeninizle birlikte kendini tanıyarak sağlığınıza uygun bir beslenme programı ayarlayabilirsiniz.

Sağlıklı Günler Dilerim

Diyetisyen Meryem Hafızoğlu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir